Demir kapı açıldı: Yecuc ve Mecuc istilası sürüyor!
وَيَسْأَلُونَكَ عَن ذِي الْقَرْنَيْنِ قُلْ سَأَتْلُو عَلَيْكُم مِّنْهُ ذِكْرًا
“(Resulüm!) Sana Zülkarneyn hakkında soru sorarlar. De ki: Size ondan bir hatıra okuyacağım.” (Kehf 83)
Kehf suresinin 83-98 ayetlerinde Zülkarneyn bahsi anlatılmıştır. Ayette ismi zikredilen Zülkarneyn’ın kimliğiyle ilgili farklı tanımlamalar ve yorumlar yapılmıştır. Kimi bir kral bilmiş, kimi bir peygamber, kimi de manevi güçleri olan bir şahıs olarak değerlendirmiştir. Neticede ilgili ayetler göstermektedir ki Zülkarneyn, Allah’ı bilip O’na kulluk eden önemli bir şahsiyettir. Bir sıfat yahut lakap olarak Zülkarneyn’ın sözcüğünün kelime anlamı ise şöyledir: (Güç sembolü olarak) iki boynuzlu, cihangir, dört yönün hâkimi büyük kral, fetihçi hükümdar, yenilmez kumandan.
Zülkarneyn, insanlığa fenalık eden Yecuc ve Mecuc kavminin/kavimlerinin saldırılarını etkisiz kılmak için onları yaptığı demirden seddin içine hapsetmiştir. Kehf suresinin ilgili ayetleri (94-97) bu konuyu şu şekilde anlatmaktadır:
“(Zülkarneyn) Nihayet iki dağ arasına ulaştığında onların önünde, hemen hiçbir sözü anlamayan bir kavim buldu.
-Dediler ki: Ey Zülkarneyn! Bu memlekette Ye’cûc ve Me’cûc bozgunculuk yapmaktadırlar. Bizimle onlar arasında bir set yapman için sana bir vergi verelim mi?
-Dedi ki: Rabbimin beni içinde bulundurduğu nimet ve kudret daha hayırlıdır. Siz bana kuvvetinizle destek olun da, sizinle onlar arasına aşılmaz bir engel yapayım. Bana, demir kütleleri getirin.
Nihayet dağın iki yanı arasını aynı seviyeye getirince (vadiyi doldurunca):
-Üfleyin (körükleyin)! dedi.
Artık onu kor haline sokunca:
-Getirin bana, üzerine bir miktar erimiş bakır dökeyim dedi.
Bu sebeple onu ne aşmaya muktedir oldular ne de onu delebildiler.
Elmalı, merhum, Yecuc ve Mecuc hakkında şu tanımı vermiştir: Aslı ve soyu belirsiz, din ve millet tanımaz, karma bir insan topluluğudur ki çıkmaları kıyamet alametidir. Kuran’da anlatılan bu hadisenin tarihsel bir mahiyete sahip olduğunu düşünenler; Yecuc ve Mecuc kavimleri kimlerdir, nerede yaşamışlardır, bu demir duvar hangi dağların arasına yapılmıştır, gibi sorulara birbiriyle çelişen çeşitli cevaplar vermişlerdir. Yahudi ve Hıristiyan kaynakları da konuya ilgi göstermiş ve inançları bağlamında pek çok yorum üretmişlerdir.
Surenin devam eden ayetlerinde konu şöyle bağlanmıştır:
“Zülkarneyn: Bu, Rabbimden bir rahmettir. Fakat Rabbimin emri gelince, O, bunu yerle bir eder. Rabbimin emri haktır, dedi.”; “O gün (kıyamet gününde bakarsın ki) biz onları, birbirine çarparak çalkalanır bir halde bırakmışızdır; Sûr’a da üfürülmüş, böylece onları bütünüyle bir araya getirmişizdir.”; “Ve gözleri beni görmeye kapalı bulunan, kulak vermeye de tahammül edemez olan kâfirleri o gün cehennemle yüz yüze getirmişizdir.” (Kehf 98-101)
Bu ayetleri de dikkate alarak, konuyla ilgili işarı bir mana olarak şu yargı da ileri sürülebilir: Zülkarneyn iman telkini yaparak, dünyanın dört bir yanında dini kuvvetlendirmiş ve manevi telkini kabul etmeyen söz dinlemez kimi kavimlere (Yecuc-Mecuc) karşı diğer kavimleri demir gibi sağlam bir itikatla (iman kalesi) donatmıştır. Böylece itikatsız kavimlerin dünyayı ele geçirip insanları maddi ve manevi bakımdan sömürmeleri uzun asırlar boyunca engellenmiştir. Ahir zamanda ancak yeniden etkili olacak Yecuc-Mecuc, ilim ve fen gibi sebeplerle korunması gereken, fakat inananların görevlerini yapmaması nedeniyle korunmayan, seddi (iman kalesini) yıkıp dünyayı ele geçirecek ve bu hadiseyi müteakip dünyanın sonu gelecek ve kıyamet gerçekleşecektir.
Sonuç: Yecuc-Mecuc uzun bir süre önce çıkmıştır ve dünyayı istilası sürmektedir denilebilir: Çünkü bugün; aslı ve soyu belirsiz, din ve millet tanımaz, karma bir insan topluluğu dünyada, her din ve millet üzerinde bilim ve tekniği kullanarak etkili olmakta, kendine rehber ettiği pozitivist, ateist, evrimci ve nihilist paradigmayı tesirli bir mikrop gibi, tüm kıtalara yaymaya devam etmektedir.
M.Talât Uzunyaylalı
Geri bildirim: 394. FİKİR / Khef — KURAN UFKU | İdris Kaçmaz