Home

58add8910f25441c1cbf8b41

Yerin ve göğün düşündürdükleri

وَمَا خَلَقْنَا السَّمَٓاءَ وَالْاَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا لَاعِب۪ينَ

“Göğü, yeri ve ikisinin arasındakileri oyun için yaratmadık.” (Enbiya 16)

 

Rabbimiz, ilahi yasa kitabı Kuran’da,  yeryüzüyle göğün yaratılışını izah eden çeşitli ayetler indirdi. Yerin ve göğün varoluş nedenini açıkladı. Yaratılış ayetlerine topluca bakıldığında, bize, göğün, yerin ve ikisinin arasındaki varlıkların, örneğe bağlı olmadan, yoktan ve yerli yerince yaratıldığı, şekillendirildiği, güzelliklerle donatıldığı, kendi varlıkları ve çevrelerinin sevdirildiği öğretilir.

Kuran’da, yeryüzünün canlılar için yaratıldığı bildirir. Bu yüzden yeryüzünün nimetlerle döşendiği, suların, bitkilerin, otlakların, dağların, canlıların dengeli ve sağlam bir şekilde dağıtılıp yerleştirildiği vurgulanır. Gökte ve yerdeki ilahi Hükümranlık şöyle ifade edilir:

“Allah, O’ndan başka tanrı yoktur; O, Hayy’dir, Kayyûm’dur. Kendisine ne uyku gelir ne de uyuklama. Gökte ve yerdekilerin hepsi Onundur. Ona hiçbir şey gizli kalmaz. O, kullarının yaptıklarını ve yapacaklarını bilir. Onları koruyup gözetmek kendisine zor gelmez.”

O, göğü ve yeri hak (hikmet) ile yarattı. Yıldızları, güneşi, ayı emrine boyun eğdirdi. Göğün ve yerin hareketi sonucu oluşan gece ve gündüz döngüsü de Onun bir var etmesidir. Allahü Teâlâ, suyu yarattı ve sudan da bütün varlıkları yarattı. Nehirleri de boş yere değil, varlıkların yararına akıttı. Gökten su indirip onunla yeryüzünde rızık olarak türlü meyveler çıkardı. Suya kaldırma gücü verdi; böylece gemilerin hareketi mümkün hale geldi.

Canlıların fizik varlıkları, üremeleri, yaşam alanları düzene tabi kılındı. Varlıklara miktar, ölçü ve bir vade tayin edildi. Her varlık, Allah’ın buyruğuna bağlı ve muayyen bir süre için var olabilir ancak. Allah, göğü ve yeri, nizamları bozulmasın diye, düzen içinde, ilahi yasalara bağlı olarak tutar. Eğer onların nizamı bozulsa kendisinden başka kimse o düzeni yeniden kuramaz.

Sonuç: Gökte ve yerde, varlığın yaratıcısı ve dostu Allah’tır. Yaratmak, emretmek O’na mahsustur. Allah, göğü, yeri ve bunlardaki varlıkları amaçsız olarak yaratmadı. Allah’ın varlığını, birliğini ve kudretini gösteren varlık hikmet ve sanat mucizesidir. İnsan ise bu ilahi sanatın zirve varlığıdır; hikmet incisidir; insan varlıkları inceleyip onların Yaratıcısını tanıyacak, Allah’a kulluk edecek bir kabiliyette yaratıldı. Bu gaye tahakkuk etmiyorsa, nefs alkolüyle sarhoş gezen ve ne için yaratıldığını bilmeyen, kendini oyun ve eğlenceyle meşgul eden bir insan geriye kalır ki bu durum, varoluş gayesini, hikmeti tahkirdir. Tahkircinin yeriyse cehennem olacaktır.

M.Talât Uzunyaylalı

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s