Home

1

Hangisi bize yol göstermeli:

Vahiy, felsefe, bilim!

قُلْ اِنَّـمَٓا اُنْذِرُكُمْ بِالْوَحْيِۘ وَلَا يَسْمَعُ الصُّمُّ الدُّعَٓاءَ اِذَا مَا يُنْذَرُونَ

“De ki: Ben sadece vahiy ile sizi ikaz ediyorum. Fakat sağır olanlar, ikaz edildikleri zaman bu çağrıyı duymazlar.” (Enbiyâ – 45)

 

Allahü Teâlâ felsefe ve bilim yapmaz; çünkü hikmeti ve bilimi yaratan Allah’tır. O, vahyeder ve insanları vahiyle uyarır.  Ancak, zamanımızda kahir ekseriyette görüldüğü gibi; insanlar,  kulakları olduğu halde vahyi duymuyor, gözleri olduğu halde Allah’ın açtığı doğru yolda yürümüyor.

Felsefe ve bilim ise insanın düşüncesi, gözlem, deney ve tecrübesidir. İnsan kendi bilgisiyle kendine bir yol tutup gidebilir. Nitekim çağımızın bir kısım insanları da bu şekilde bir hayat yaşamaktadırlar.

Ne var ki, tutulan bu yollar, insanı kısır bir döngüden daha ileri bir noktaya taşımamaktadır. Eğer insan ölmekle yok olsa mesele yoktur, o zaman kısır döngü, kişisel bir tercih olarak doğru olabilir. Fakat insan sahipsiz bir varlık değildir, kendisini yaratan ona ebedilik vermiştir. Ölmekle insanın hayatı sona ermemektedir, insanın yolculuğu ancak ahrette sona ermektedir.

İnsan ahrete dünyada tuttuğu yol üzerinden varmaktadır. Benim aklım bana yeter, bilimden başka insana rehberlik edecek bir şey arayan aldanır, filozofların hikmetli sözleri insana yeter vb. anlayışlar, içselleştirildiğinde, kişi benimsediği anlayışa göre bir hayat yaşar, ölür ve yaşadığı gibi dirilir.

Soru şudur: Filozofların yahut bilimcilerin yolu insanı cennete götürür mü? Eğer cevap ‘evet’ olsaydı, Allah, Kuran indirmez, filozoflara ve bilim adamlarına uymamızı isterdi. Hayır, ayette görüldüğü üzere Allah (cc) bizden Kuran vahyine uymamızı istiyor. Peygamberler de vahyin büyük muallimleridir. İnsanlığı kurtuluşa götürecek yol, vahiy yolu ve vahyin tebliğcilerinin gittiği yoldur. Bu yol, Kuran’da, ‘sırat-ı müstakim/ dosdoğru yol’ olarak tanımlanmıştır; filozofik ve bilimsel yol hidayet yolu kabul edilmemiştir.

Sonuç: Filozof yahut bilim adamı dünyayı amaç edinmiştir. Yaratıcının varlığı, bilimsel bilgi türüne mensup insanların ilgi alanına girmemektedir. Filozoflar ise, ‘varlık’ problemi üzerinde düşünürken varlığın nedeni bağlamında bir Yaratıcıyla zihnen meşgul olmuşlardır.  İnsanlık bu iki insanî bilgi türüne uyarak yaşayabilseydi hiç olmazsa dünya hayatları daha huzurlu geçebilirdi. Ne var ki, ne bilim ne de hikmet,  gerçekte kitlelere rehberlik etmemiştir. Modern zamanlarda ise ekseri insanın  yürüdüğü yoldaki rehberi nefsidir. Namı diğeriyle söylersek, nefs-i emmare, yani kötülüğü emreden nefs: Şeytan. (BAKINIZ: 208, FİKİR: Felsefe ve bilimsel bilgi bir kuruntudur.)

M. Talât Uzunyaylalı

 

 

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s