Home

999

Kuran sosyolojisinde iki temel kavram:

Kavim ve Ümmet

ثُمَّ اَرْسَلْنَا رُسُلَنَا تَتْرَاۜ كُلَّمَا جَٓاءَ اُمَّةً رَسُولُهَا كَذَّبُوهُ فَاَتْبَعْنَا بَعْضَهُمْ بَعْضاً وَجَعَلْنَاهُمْ اَحَاد۪يثَۚ فَبُعْداً لِقَوْمٍ لَا يُؤْمِنُونَ

“Sonra arka arkaya peygamberlerimizi gönderdik. Her ümmete kendi peygamberi geldikçe onu yalanladılar. Biz de onları birbiri ardınca helâk ettik ve onları ibretli hikâye yaptık. Artık inanmayan bir kavim, Allah’ın rahmetinden uzak olsun!” (Mü’minûn 44)

 

Müminûn kırk dörtte olduğu gibi, Kuran’da, “kavim” ve “ümmet” sözcükleri çok sayıda ayette karşımıza çıkmaktadır. Kavim, aralarında töre, dil ve kültür ortaklığı bulunan, boy ve soy bakımından da birbirine bağlı insan topluluğu anlamındadır. Ümmet ise topluluk, millet, nesil, halk, cemaat, güruh manasına sahiptir. Daha özel anlamda Hz. Muhammed (sav)’e inanıp onun yaptıklarını ve söylediklerini uygulayarak çevresinde toplanan Müslümanların tümü, demektir.

Kuran’da, Kavim ve Ümmet sözcükleri peygamberlerle birlikte zikredilir. Semûd kavmi, Salih kavmi, Nuh kavmi, Hud kavmi, vb. Kuran sosyolojisinde, milletler, mensubu oldukları dine ve o dinin peygamberine izafe edilir. Her peygamber kavmini Rabbine davet etmiştir. Musevî Hazreti Musa’ya bağlı Yahudi milletini, İsevî Hazreti İsa’ya bağlı milletleri ve Muhammedî de Hazreti Muhammed (sav)’e bağlı milletleri ifade eder.

Kuran’da, son peygamber Hazreti Muhammed (sav) ve ümmetinin durumu şu ayetle vurgulanır: “Siz, insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış hayırlı ümmetsiniz; iyiliği emreder, kötülükten meneder ve Allah’a inanırsınız. Ehl-i kitap da inansaydı, elbette bu kendileri için iyi olurdu. İçlerinde iman edenler vardır; fakat çoğu yoldan çıkmıştır.” (3/110)

İnansın ya da inanmasın, her millet mensubu olduğu dinin ümmetidir. Yine Kuran ayetlerinden anlıyoruz ki, her peygamber, gönderildiği milletin şahididir; Hakka davet edip ‘hak dini’ içinde bulunduğu  millete tebliğ etmiştir. Bu durum ahrette de gündeme gelecektir. “O gün her ümmeti diz çökmüş görürsün. Her ümmet kendi kitabına çağırılır: Bu gün, yaptıklarınızla cezalandırılacaksınız!»  (Casiye 28)

Kuran insanlığı iki temel kategoride ele alır: Kavim ve Ümmet. Her millete (kavim) bir peygamber gönderilerek imana davet edilmiştir. Peygamberler hidayet güneşleridir; onlar Hakkı temsil ettiklerinden, her işleri insanlığın yararınadır. Fakat Peygamberli her kavim ümmeti olduğu peygamberiyle çatışmaktan  geri durmamıştır. Bu çatışmanın temel aktörleri ise daima yönetici sınıf olmuştur. Her ümmetin içinde iman ve inkâr iç içe yer almıştır. Âd, Lût, Semûd ve Nûh kavmi gibi, helâk edilen bazı kavimlerde görüldüğü üzere, inanan insan sayısı çok azdır. Allah’a iman eden ve istenilen amelleri yapan kavimler ise, uzun yıllar varlıklarını sürdürmüştür. Fakat onlar da süreç içerisinde inkâr, adaletsizlik, haksızlık, sapıklık vb. kötü sıfatlarla donanınca, siyasî ve dinî üstünlüklerini kaybetmişlerdir.

Sonuç: Allah’ın son peygamberi Hazreti Muhammed (sav), son Ümmeti de Muhammedî ümmettir. Bugün Muhammedî ümmet sarsıcı tokatlar yemektedir; bu tokatlar umalım ki şefkat tokatları olsun. Çünkü son ümmet de dinini ve peygamberini terk ederse, artık insanlık, ister 7 milyar, ister 77 milyar olsun, sona erecektir. Çünkü belirgin hale gelen gerçek şudur: Kavimler vardır ve fakat sahih ümmet gittikçe flulaşmaktadır! Oysa dünya din için, insanlar da Allah’ı bilip O’na kulluk etmek için yaratılmıştır. İnsan ve dünya dinî anlamını yitirdiğinde artık var olmanın gerekçesi ortadan kalkacağından, imtihan sahnesi kapatılacaktır. Bu, Allah’ın (cc) bir vadidir.

M.Talât Uzunyaylalı

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s