زَوْجٍ كَر۪يمٍ / Zevcin Kerîm / Güzel Çift!
اَوَلَمْ يَرَوْا اِلَى الْاَرْضِ كَمْ اَنْبَتْنَا ف۪يهَا مِنْ كُلِّ زَوْجٍ كَر۪يمٍ
“Yeryüzüne bir bakmazlar mı? Orada her güzel çiftten nice bitkiler yetiştirdik.” (Şu’arâ 7)
Şu’arâ suresi sekizinci ayette ise, bakanların şu hikmeti görmesi ve yüreğinde iman hissinin oluşması gerektiği açıklanmaktadır. “Allah’ın kudretine bunlarda bir nişane vardır; ama çoğu iman etmez.”
Yeryüzüne bakıyoruz, fakat görmüyoruz! Görsek gördüğümüzün Allah’ın yüce bir sanatı ve kudreti olduğunu bilecek ve Rabbimize olan sorumluluğumuzun da idrakine varmış olacağız. Baktığını göremeyen insanların kalbindeki iman duygusu da çok zayıf bir bağ olsa gerektir.
“Ey insanlar! Eğer yeniden dirilmekten şüphede iseniz, şunu bilin ki, biz sizi topraktan, sonra nutfeden, sonra alakadan (aşılanmış yumurtadan), sonra uzuvları önce belirsiz, sonra belirlenmiş canlı et parçasından yarattık ki size kudretimizi gösterelim. Ve dilediğimizi, belirlenmiş bir süreye kadar rahimlerde bekletiriz; sonra sizi bir bebek olarak dışarı çıkarırız. Sonra güçlü çağınıza ulaşmanız için sizi büyütürüz. İçinizden kimi vefat eder; yine içinizden kimi de ömrün en verimsiz çağına kadar götürülür; ta ki bilen bir kimse olduktan sonra bir şey bilmez hale gelsin. Sen, yeryüzünü de kupkuru ve ölü bir halde görürsün; fakat biz, üzerine yağmur indirdiğimizde o, kıpırdanır, kabarır ve her çiftten güzel bitkiler (zevcin behiç) verir.” (Hac 5)
“O, gökleri görebildiğiniz bir direk olmaksızın yarattı, sizi sarsmasın diye yere de ulu dağlar koydu ve orada her çeşit canlıyı yaydı. Biz gökyüzünden su indirip, orada her güzel nebattan ( zevcin kerim) çift çift bitirdik.” (Lokman 10)
“Ve yeryüzü ki; Biz onu genişletip yaydık, üzerine sağlam dağlar yerleştirdik ve üstünde her cins güzel bitki (zevcin behîc) yeşerttik; yönelen kullar için bir öğüt ve ibret olarak.“ (Kaf 7-8)
Hac suresi beşinci ayette zikredilen insanın varoluş aşamalarının her bir aşamasında bizi karşılayan sadece şaşkınlık veren bir güzelliktir. Bunun gibi her bir varlığın çiftler üzerinden üremesi, büyümesi ve yok olması süreçleri, baştan sona muazzam bir düzendir ve hikmettir. Her düzen ve hikmet ise ‘kerimdir/güzeldir.’
Sonuç: İnsan ve çevresi mucizedir; fakat insan bu her an yaratılan mucizeyi değerlendirememektedir. Allah (cc) isim ve sıfatlarıyla, varlığımızdan başlayıp tüm evrenin yegane sahibi ve hakimidir. İnsan, hayvan ve bitki… hepsinin varoluşu her anı itibariyle bir harikadır. Üremede çiftlerin oynadığı rol, özellikle insan ve hayvan çiftleri ve çiftlerin yuva hissi etrafında kurduğu hayat muhteşemdir. Sayısız insan, hayvan ve bitki, her an orijinal birer yapı olarak doğmakta, gelişmekte ve ölmektedir. Bolluk, çeşitlilik, his, hissin tatminindeki uygunluk, her varlığa kendi ihtiyacına ve istidadına göre ikramda bulunulması, gözün ışıkla, kulağın sesle, dilin tatlarla, vücudun adımlarla, kolların vücutla, yüzün ağızla, ağzın dişlerle vb. olan o eşsiz ahengi, insana Rabbini açıkça gösterirken, insanın gözünün önünde olan eşsiz güzellikleri görememesi ve Halıkına samimi kulluk edememesi tuhaf bir körlük ve cehalettir ki baktığımızı göremediğimizin bir ispatıdır. (M. Talât Uzunyaylalı)