Her işin amel-i salih olma şansı var!
وَلَمَّا وَرَدَ مَٓاءَ مَدْيَنَ وَجَدَ عَلَيْهِ اُمَّةً مِنَ النَّاسِ يَسْقُونَۘ وَوَجَدَ مِنْ دُونِهِمُ امْرَاَتَيْنِ تَذُودَانِۚ قَالَ مَا خَطْبُكُمَاۜ قَالَتَا لَا نَسْق۪ي حَتّٰى يُصْدِرَ الرِّعَٓاءُ وَاَبُونَا شَيْخٌ كَب۪يرٌ
“Musa, Medyen suyuna varınca, orada hayvanlarını sulayan birçok insan buldu. Onların gerisinde de, hayvanlarını engelleyen iki kadın gördü. Onlara: Derdiniz nedir? dedi. Şöyle cevap verdiler: Çobanlar sulayıp çekilmeden biz sulamayız; babamız da çok yaşlıdır.” (Kasas 23)
Kasas suresinin 22-28’nci ayetlerinde, Mısır’da kazaen ölümüne sebep olduğu bir insanın intikamını almak için harekete geçenlerden kurtulmak üzere kaçan ve Medyen ülkesine ulaşan Hz. Musa’nın burada yaptığı bir iyilik ve sonrasında evlilikle sonuçlanan gelişmeler bize hayatımızın amel-i salih olabileceği fırsatlarla dolu geçtiğini göstermekte ve göstermektedir. Şöyle ki:
“Medyen’e doğru yöneldiğinde: Umarım, Rabbim beni doğru yola iletir, dedi.
Musa, Medyen suyuna varınca, orada (hayvanlarını) sulayan birçok insan buldu. Onların gerisinde de, (hayvanlarını) engelleyen iki kadın gördü. Onlara: Derdiniz nedir? dedi. Şöyle cevap verdiler: Çobanlar sulayıp çekilmeden biz (onların içine sokulup hayvanlarımızı) sulamayız; babamız da çok yaşlıdır.
Bunun üzerine Musa, onların yerine (davarlarını) sulayıverdi. Sonra gölgeye çekildi. Rabbim! Dedi: Doğrusu bana indireceğin her hayra muhtacım.
Derken, o iki kadından biri utana utana yürüyerek ona geldi: Babam, dedi, bizim yerimize (hayvanları) sulamanın karşılığını ödemek için seni çağırıyor. Musa, ona (Hz. Şuayb’a) gelip başından geçeni anlatınca o, ‘Korkma!’ dedi, ‘zalim kavimden kurtuldun.’
İki kızından biri: Babacığım! Onu ücretle tut. Çünkü ücretle istihdam edeceğin iyi kimse, güçlü ve güvenilir olandır, dedi.
(Şuayb) dedi ki: Bana sekiz yıl çalışmana karşılık şu iki kızımdan birini sana nikâhlamak istiyorum. Eğer on yıla tamamlarsan artık o kendinden; yoksa sana ağırlık vermek istemem. İnşallah beni iyi kimselerden bulacaksın.
Musa şöyle cevap verdi: Bu seninle benim aramdadır. Bu iki süreden hangisini doldurursam doldurayım, demek ki bana karşı husumet yok. Söylediklerimize Allah vekildir.”
Ayetlerde anlatılan bu hadiselerden çıkaracağımız bazı ‘amel-i salih hayat dersleri’:
-Kazara bir hadisenin içine karışıldığına, eğer mağdur insanlar, akıl ve adaletle değil de hisle, hareket ederse, daha büyük fenalıklara yol açmamak üzere, olayın ateşi soğuyana kadar, oradan çekilmek ve selamet bir yere gitmek meşrudur.
-Hz. Musa, attığı yumruk sonucu ölümüne sebep olduğu insan için anında derin bir pişmanlık duymuş ve Rabbinden mağfiret dilemiştir. Tövbesinin kabul edildiği kendisine bildirildi. Yandaşlık yaptığı kendi milletinden olan o şirret insanın da bir fitne olduğunu anladı ve yandaşlık gayretiyle insanın istemeden karşıdaki insana zarar verebileceğini bize de örneklemiş oldu.
-Hz. Musa her ne yaşarsa yaşasın, kalbi, aklı-fikri, daima Rabbine bağlıydı. Şöyle diyordu: ‘Umarım Rabbim beni doğru yola iletir!’ (Kasas 22) Bizler de hayatımızı bu itikatla yaşamalıyız.
-Hangi maksatla hareket edilirse edilsin, Allah’a yürekten yapılan ‘doğru yola ulaştırılmak’ talebi İslamın, lafzî ve fiilî mühim bir prensibidir. Niyetimizi ve amelimizi amel-i salih yapan budur.
-Bir diğer sonuç şudur: Doğru yol talep eden insanın hareketi daima müspet hareket olmak zorundadır. Hz. Musa, Medyen kuyularının başındaki çobanlardan çekinerek hayvanlarını sulayamayan, iffetli, iffetli oldukları için de çekingen davranan kız kardeşlere yardım etti. (Müspet hareket.)
-Ve Hz. Musa’nın müspet hareketinin amel-i salih değeri kazandığı da neticesinden belli oldu: Hz. Musa’nın müspet hareketi ve doğru yola ulaştırılma talebi, onu Hz. Şuayip ve ailesine ulaştırdı. Peygamberin kızını on yıl çalışma şartına bağlı (Mehir akdi) nikâhına aldı ve nesli ondan çoğaldı.
-Çıkaracağımız bir diğer ders: Kız babaları, hayırlı kimselere, kızlarının nikâhını teklif edip mehir olarak da belli bir süre işinde çalışmayı teklif edebilir.
Sonuç: Müspet hareket tarlaya ekilen tohum gibidir. Allah’ın izniyle her tohum semere verir. Allah’a sığınmak ve Allah’ın rızasının güderek müspet hareketlerde bulunmak kişiyi doğru yola (Hak Din) kılavuzlar. Bu niyetle yapılan ameller de inşallah amel-i salih mahiyeti kazanır.
M.Talât Uzunyaylalı
KURAN UFKU 