339. FİKİR / HİCR

Göklerin kapısı olduğunu

biliyor musunuz?

وَلَوْ فَتَحْنَا عَلَيْهِم بَابًا مِّنَ السَّمَاء فَظَلُّواْ فِيهِ يَعْرُجُونَ

“Onlara gökten bir kapı açsak da oradan yukarı çıksalardı…” (Hicr 15)

Ayette geçen “bâben” sözcüğü kapı demektir. Bu, fizik evrenle sonsuz ahret âlemi arasında geçiş kapıları olduğu ayetlerde ifade edilmiştir. Dünyadan ahret hayatına geçenler bu kapıları kullanmaktadırlar.

Nebe suresinde kıyamet olayları anlatılırken, on dokuzuncu âyette,  “Gökyüzü açılır ve orada pek çok kapılar oluşur” bilgisi verilmektedir. Â’raf suresinin kırkıncı ayetinde ise inkârcıların manevi âleme ulaşamayacakları ifade edilmektedir: “Ayetlerimizi yalanlayıp kibirlenenler var ya, işte onlara gök kapıları açılmayacak…”  

Her bir varlık aynı zamanda bir kapıdır. Rabbimiz varlıkları hayır ve şerrin kapısı kılabilmektedir. Mesela bulut, aheste yağış indirirse bereket, şiddetli yağışa sebep olursa sele yol açar. A’raf dokssan altında bu mana şu ayetle açıklanmaktadır: “O ülkelerin halkı inansalar ve sakınsalardı, üstlerine gökten ve yerden nice bereket kapıları açardık…”; En’âm kırk dörtte ise refah toplumunun tehlikelerine karşı şu uyarı yapılmaktadır: “Kendilerine yapılan uyarıları unuttuklarında, üzerlerine her şeyin kapılarını açtık. Nihayet kendilerine verilenler (nimetler) yüzünden şımardıkları zaman onları ansızın yakaladık…”

Ahret âlemindeki cennet ve cehennem gibi kalıcı yaşama bölgelerinin de kapıları olduğunu yine ayetler bize bildirmektedir: Cehennem kapılarına vurgu yapan ayetlerden bazı örnekler: “Cehennemin yedi kapısı vardır. Onlardan her kapı için birer gurup ayrılmıştır.” (Hicr 44); “İçinde ebedî kalmak üzere cehennemin kapılarından girin!..” (Mü’min 76); “O küfredenler, bölük halinde cehenneme sürülür. Nihayet oraya geldikleri zaman kapıları açılır…”; “Onlara: İçinde ebedî kalacağınız cehennemin kapılarından girin; kibirlenenlerin yeri ne kötü! denilir.” (Zümer 71-72); “Âyetlerimizi inkâr edenler ise işte onlar soldakilerdir. Cezaları, kapıları üzerlerine sımsıkı kapatılmış bir ateştir.” (Beled 20)

Cennetlerin de kapıları bulunmaktadır: “Kapıları yalnızca kendilerine açılmış Adn cennetleri vardır.” (Sâd 50);  “Rablerine karşı gelmekten sakınanlar ise, bölük bölük cennete sevk edilir, oraya varıp da kapıları açıldığında bekçileri onlara: Selam size! Tertemiz geldiniz. Artık ebedî kalmak üzere girin buraya, derler.” (Zümer 73); “Adn cennetleridir; oraya babalarından, eşlerinden ve çocuklarından sâlih olanlarla beraber girecekler, melekler de her kapıdan onların yanına varacaklardır.” (Ra’d 23)

Sonuç: Gökler ve yer aynı zamanda birer büyük kapıdır ki, nice küçük kapıları içlerinde barındırmaktadır. Her bir insan diğerine açılan bir kapıdır! Kapıları hayır için, iyilik için kullanmak gerekir. Yaşayan herkese rahmet kapıları açıktır. Anne baba, çoluk çocuk, hısım akraba, konu komşu, fakir fukara, dul yetim, muhacirler… birer kapıdır ki bu kapılardan girilerek ya cennete varılır yahut da cehenneme! Güneş bir kapı olduğu gibi her bir meyve ağacı, her bir sebze birer kapıdır; her bir inek, koyun, deve, at vb. hayvanlar hep  hayır kapılarıdır.  Yine mesela Kuran küllü bir kapı olduğu gibi her bir ayet ayrı bir kapıdır. Şeriat Kapısı, Tarikat Kapısı, Hakikat Kapısı, Marifet Kapısı da yine insanların bir tertibi olarak, kişiyi hakka ulaştıran kapılardır. Akıl küllü bir kapı olduğu gibi onun keşfettiği ‘sünnetullah’ (tabiat kanunları) da birer kapıdır. Hakeza…

M.Talât Uzunyaylalı